En çok kullanılan 100 İngilizce kelime günlük konuşmaların temelini oluşturur. Bu sebeple öncelikli olarak bu kelimler öğrenilmelidir. Çünkü bu sözcükler sonraki öğrenme süreci için temel teşkil edecektir.
Bu yazımızda en çok kullanılan 100 İngilizce kelimeyi önce liste halinde vereceğiz. Ardından bu kelimelerin her birini örnek bir cümle içinde kullanacağız. Yazımızın sonunda ise kelimelerin kolayca ezberlenebilmesi için uygulanabilecek etkili yöntemlerden bahsedeceğiz.
En çok kullanılan 100 İngilizce kelime listesi
the – belirli artikel
be – olmak
and – ve
of – -ın, -nın
a – belirsiz artikel
in – içinde
to – -e, -a; yönelme edatı
have – sahip olmak
it – o (cansız varlıklar için)
I – ben
that – şu, o
for – için
you – sen, siz
he – o (erkek için)
with – ile
on – üzerinde
do – yapmak
say – söylemek
this – bu
they – onlar
at – -de, -da
but – ama
we – biz
his – onun (erkek için)
from – -den, -dan
not – değil
by – tarafından
she – o (kadın için)
or – ya da, veya
as – gibi
what – ne
go – gitmek
their – onların
can – yapabilmek
who – kim
get – almak
if – eğer
would – -ecekti, -erdi
her – onun (kadın için)
all – hepsi
my – benim
make – yapmak
about – hakkında
know – bilmek
will – -ecek, -acak
up – yukarı
one – bir
time – zaman
there – orada
year – yıl
so – bu yüzden
think – düşünmek
when – ne zaman
which – hangi
them – onları
some – bazı
me – beni, bana
people – insanlar
take – almak
out – dışarı
into – içine
just – sadece
see – görmek
him – onu (erkek için)
your – senin, sizin
come – gelmek
could – yapabilir
now – şimdi
than – -den, -dan
like – gibi, hoşlanmak
other – diğer
how – nasıl
then – sonra
its – onun (cansız varlıklar için)
our – bizim
two – iki
more – daha fazla
these – bunlar
want – istemek
way – yol
look – bakmak
first – ilk
also – ayrıca
new – yeni
because – çünkü
day – gün
use – kullanmak
no – hayır
man – adam
find – bulmak
here – burada
thing – şey
give – vermek
many – birçok
well – iyi
only – sadece
those – şunlar
tell – söylemek
very – çok
even – hatta
En çok kullanılan 100 İngilizce kelime ile ilgili örnek cümleler (1-50)
the (belirli artikel)
The sun is shining brightly.
Güneş parlak bir şekilde parlıyor.
be (olmak)
I want to be a teacher.
Bir öğretmen olmak istiyorum.
and (ve)
She likes coffee and tea.
O kahve ve çayı sever.
of (-ın, -nın)
The book is full of pictures.
Kitap resimlerle dolu.
a (belirsiz artikel)
I saw a bird in the tree.
Ağaçta bir kuş gördüm.
in (içinde)
The keys are in the drawer.
Anahtarlar çekmecenin içinde.
to (-e, -a)
We are going to the store.
Mağazaya gidiyoruz.
have (sahip olmak)
I have a big family.
Büyük bir ailem var.
it (o, cansız varlıklar için)
It is raining outside.
Dışarıda yağmur yağıyor.
I (ben)
I love reading books.
Kitap okumayı seviyorum.
that (şu, o)
That car belongs to me.
Şu araba bana ait.
for (için)
This gift is for you.
Bu hediye senin için.
you (sen, siz)
You are very kind.
Sen çok naziksin.
he (o, erkek için)
He is playing football.
O futbol oynuyor.
with (ile)
She went to the park with her friends.
O arkadaşlarıyla parka gitti.
on (üzerinde)
The laptop is on the table.
Dizüstü bilgisayar masanın üzerinde.
do (yapmak)
I always do my homework.
Her zaman ödevimi yaparım.
say (söylemek)
Can you say that again?
Bunu tekrar söyleyebilir misin?
this (bu)
This book is very interesting.
Bu kitap çok ilginç.
they (onlar)
They are coming to the party.
Onlar partiye geliyorlar.
at (-de, -da)
She is at the library now.
O şu anda kütüphanede.
but (ama)
I like pizza, but I don’t eat it often.
Pizzayı severim ama sık sık yemem.
we (biz)
We are going to the cinema tonight.
Bu akşam sinemaya gidiyoruz.
his (onun, erkek için)
His car is very expensive.
Onun arabası çok pahalı.
from (-den, -dan)
She is from Spain.
O İspanya’dan.
not (değil)
This is not my bag.
Bu benim çantam değil.
by (tarafından)
The cake was made by my sister.
Pasta kız kardeşim tarafından yapıldı.
she (o, kadın için)
She is reading a magazine.
O bir dergi okuyor.
or (ya da, veya)
Do you want tea or coffee?
Çay mı yoksa kahve mi istersin?
as (gibi)
She runs as fast as a cheetah.
O bir çita kadar hızlı koşar.
what (ne)
What is your favorite color?
En sevdiğin renk nedir?
go (gitmek)
I go to school every day.
Her gün okula giderim.
their (onların)
Their house is near the park.
Onların evi parkın yakınında.
can (yapabilmek)
I can swim very well.
Çok iyi yüzebilirim.
who (kim)
Who is your best friend?
En iyi arkadaşın kim?
get (almak)
I need to get some rest.
Biraz dinlenmem lazım.
if (eğer)
If it rains, we will stay home.
Eğer yağmur yağarsa evde kalırız.
would (-ecekti, -erdi)
I would go if I had time.
Zamanım olsaydı giderdim.
her (onun, kadın için)
Her dress is very beautiful.
Onun elbisesi çok güzel.
all (hepsi)
All the students passed the exam.
Tüm öğrenciler sınavı geçti.
my (benim)
My dog loves playing outside.
Köpeğim dışarıda oynamayı çok seviyor.
make (yapmak)
Can you make a sandwich for me?
Bana bir sandviç yapabilir misin?
about (hakkında)
This movie is about love.
Bu film aşk hakkında.
know (bilmek)
Do you know the answer?
Cevabı biliyor musun?
will (-ecek, -acak)
I will call you tomorrow.
Seni yarın arayacağım.
up (yukarı)
He climbed up the hill.
O tepeye tırmandı.
one (bir)
I have one brother.
Bir erkek kardeşim var.
time (zaman)
Time flies when you’re having fun.
Eğlenirken zaman uçar.
there (orada)
There is a park near my house.
Evimin yakınında bir park var.
year (yıl)
I was born in 1995.
1995 yılında doğdum.
En çok kullanılan 100 İngilizce kelime ile ilgili örnek cümleler (51-100)
so (bu yüzden)
I was tired, so I went to bed early.
Yorgundum, bu yüzden erken yattım.
think (düşünmek)
I think this is a great idea.
Bunun harika bir fikir olduğunu düşünüyorum.
when (ne zaman)
When will you come home?
Ne zaman eve geleceksin?
which (hangi)
Which book do you want to read?
Hangi kitabı okumak istiyorsun?
them (onları)
I saw them at the park yesterday.
Onları dün parkta gördüm.
some (bazı)
I need some sugar for the cake.
Kek için biraz şekere ihtiyacım var.
me (beni, bana)
Can you help me with this problem?
Bu konuda bana yardım edebilir misin?
people (insanlar)
People love spending time in nature.
İnsanlar doğada vakit geçirmeyi sever.
take (almak)
Please take your bag with you.
Lütfen çantanı yanına al.
out (dışarı)
Let’s go out for a walk.
Hadi yürüyüşe çıkalım.
into (içine)
He went into the room quietly.
Odaya sessizce girdi.
just (sadece)
I just need five minutes.
Sadece beş dakikaya ihtiyacım var.
see (görmek)
Can you see the stars tonight?
Bu gece yıldızları görebiliyor musun?
him (onu, erkek için)
I called him, but he didn’t answer.
Onu aradım ama cevap vermedi.
your (senin, sizin)
Your bag is on the chair.
Çantan sandalyenin üzerinde.
come (gelmek)
Can you come to the party tomorrow?
Yarın partiye gelebilir misin?
could (yapabilir)
Could you open the window, please?
Pencereyi açabilir misin lütfen?
now (şimdi)
I am studying now, so I can’t talk.
Şu anda ders çalışıyorum, bu yüzden konuşamam.
than (-den, -dan)
She is taller than her brother.
O, erkek kardeşinden daha uzun.
like (gibi, hoşlanmak)
I like chocolate ice cream.
Çikolatalı dondurmayı severim.
other (diğer)
Do you have any other questions?
Başka soruların var mı?
how (nasıl)
How do you solve this problem?
Bu sorunu nasıl çözersin?
then (sonra)
Finish your work, then we can play.
İşini bitir, sonra oynayabiliriz.
its (onun, cansız varlıklar için)
The dog wagged its tail.
Köpek kuyruğunu salladı.
our (bizim)
Our house is very big.
Evimiz çok büyük.
two (iki)
We have two cats at home.
Evde iki kedimiz var.
more (daha fazla)
I need more time to finish this.
Bunu bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacım var.
these (bunlar)
These shoes are very comfortable.
Bu ayakkabılar çok rahat.
want (istemek)
Do you want some coffee?
Biraz kahve ister misin?
way (yol)
This is the best way to learn.
Bu öğrenmenin en iyi yoludur.
look (bakmak)
Look at the beautiful sunset!
Güzel gün batımına bak!
first (ilk)
First, wash your hands before eating.
İlk olarak, yemek yemeden önce ellerini yıka.
also (ayrıca)
She is a doctor and also a writer.
O bir doktor ve ayrıca bir yazardır.
new (yeni)
I bought a new car yesterday.
Dün yeni bir araba aldım.
because (çünkü)
I stayed home because it was raining.
Evde kaldım çünkü yağmur yağıyordu.
day (gün)
Today is a beautiful day.
Bugün güzel bir gün.
use (kullanmak)
You can use my pen.
Benim kalemimi kullanabilirsin.
no (hayır)
No, I don’t want any tea.
Hayır, çay istemiyorum.
man (adam)
That man is very friendly.
Şu adam çok dost canlısı.
find (bulmak)
I can’t find my phone.
Telefonumu bulamıyorum.
here (burada)
Sit here, please.
Burada oturun lütfen.
thing (şey)
What is that thing on the table?
Masadaki o şey nedir?
give (vermek)
Can you give me some advice?
Bana biraz tavsiye verebilir misin?
many (birçok)
Many people attended the event.
Birçok insan etkinliğe katıldı.
well (iyi)
I hope you get well soon.
Umarım yakında iyileşirsin.
only (sadece)
I only have five dollars.
Sadece beş dolarım var.
those (şunlar)
Those are my favorite flowers.
Şunlar benim en sevdiğim çiçeklerdir.
tell (söylemek)
Can you tell me the truth?
Bana gerçeği söyleyebilir misin?
very (çok)
This book is very interesting.
Bu kitap çok ilginç.
even (hatta)
She works even on weekends.
O, hatta hafta sonları bile çalışır.
Kolayca kelime ezberlemek için başvurulabilecek yöntemler
Kelime ezberlemek için aşağıdaki yöntemler, kelimeleri daha kolay öğrenmenize ve uzun süre hafızanızda tutmanıza yardımcı olabilir:
Görsel Hafıza Yöntemi (İmajlarla Öğrenme)
Kelimenin anlamını bir görsel ile ilişkilendirin. Mesela, “apple” (elma) kelimesini öğrendiğinizde, elmanın bir fotoğrafını veya çizimini gözünüzde canlandırın. Görsellerle kelimeyi bağdaştırmak, hatırlamayı kolaylaştırır.
Kelime Kartları (Flashcards) Kullanma
Kelime kartları hazırlayın. Bir tarafa İngilizce kelimeyi yazın, diğer tarafa ise Türkçe anlamını veya örnek cümleyi yazın. Bunları düzenli olarak gözden geçirin. Anki veya Quizlet gibi dijital uygulamaları kullanarak kartlarınızı dijital ortamda hazırlayabilirsiniz.
Kelimeyi Cümlede Kullanma
Yeni kelimenizi cümlelerde kullanmaya çalışın. Öğrendiğiniz her yeni kelime için bir veya iki örnek cümle oluşturun. Bu, kelimenin anlamını ve kullanımını daha iyi kavramanızı sağlar.
Sesli Okuma
Kelimeyi sesli okuyun. Kelimenin doğru telaffuzunu öğrenmek için bu yöntemi uygulayın. Bu aynı zamanda sesli okuma ile işitsel hafızanızı güçlendirir.
Kelime Gruplama Yöntemi (Mnemonik)
Kelimeyi hatırlamanızı sağlayacak küçük hikayeler veya mnemonikler (hafıza ipuçları) oluşturun. Örneğin, “cat” (kedi) kelimesi için, “The cat sat on the mat” gibi bir cümle kurarak, kelimenin hem anlamını hem de yazılışını hatırlayabilirsiniz.
Dil Daldırma Yöntemi (Immersion)
Kelimeyi doğal bir dil ortamında duyun. Film izleyin, müzik dinleyin, kitap okuyun veya dildeki içerikleri takip edin. Kelimeler bağlam içinde öğrenildiğinde anlamları daha kolay yerleşir.
Tekrar Yapma (Spaced Repetition)
Kelimeyi belirli aralıklarla gözden geçirin. Spaced repetition, kelimenin hafızanızda uzun süre kalmasını sağlar. Anki gibi uygulamalar, bu tekniği kullanarak verimli bir şekilde kelime ezberlemenize yardımcı olabilir.
Kelimeyi Başkalarına Öğretme
Kelimeyi başkalarına öğretin. Öğrendiğiniz yeni kelimeleri arkadaşlarınıza veya sınıf arkadaşlarınıza öğretmeye çalışın. Kelimeyi başkalarına açıklamak, kelimenin anlamını ve kullanımını daha iyi kavramanızı sağlar.
Etkili Tekrar Yapma (Active Recall)
Kelimeyi öğrendikten sonra hemen test edin. Kelimenin anlamını hatırlamaya çalışın ve bir süre sonra tekrar gözden geçirin. Bu, kelimenin hafızanızda daha uzun süre kalmasını sağlar.
Kelime Listeleri Oluşturma
Kelimeleri tematik kategorilere ayırın. Örneğin, “yemek”, “duygular”, “ev eşyaları” gibi kategorilerde kelimeler oluşturun ve bu kelimeleri belli aralıklarla tekrar edin. Kelimeleri kategorik olarak gruplamak, onları daha kolay hatırlamanıza yardımcı olabilir.
İlgi Çekici Konularda Öğrenme
Kelimeleri ilgi duyduğunuz konularla ilişkilendirerek öğrenin. Örneğin, müzikle ilgileniyorsanız, şarkı sözlerini takip ederek yeni kelimeler öğrenebilirsiniz. Ya da favori filminizi İngilizce altyazılarla izleyerek, hem dil öğrenir hem de eğlenirsiniz.
Hikaye Yöntemi
Kelimeleri bir hikayede birleştirin. Öğrendiğiniz kelimeleri bir arada kullanarak kısa bir hikaye yazın. Kelimeleri bağlam içinde görmek, anlamlarını pekiştirir.
